İsmek'te darbuka kursu var mı ?

Berk

Global Mod
Global Mod
Farklı Kültürlerin Ritmiyle: İsmek’te Darbuka Kursu Var mı?

Hepimiz bir müzik aletinin sesinde, çocukluğumuzun bir anısını ya da bir kültürün ruhunu bulmuşuzdur. Benim için bu, darbukanın tok ve sıcak sesiyle olur. Geçenlerde “İsmek’te darbuka kursu var mı?” sorusunu duydum, ama fark ettim ki bu sadece bir kurs arayışı değil; kültürler, kimlikler ve ritimlerin kesiştiği bir yolculuk sorusuydu. Bu yazıda darbukanın Türkiye’den Afrika’ya, Ortadoğu’dan Avrupa’ya uzanan çok katmanlı anlamlarını, toplumsal cinsiyet rolleriyle ilişkisini ve kültürel etkileşimlerin müzik eğitimine nasıl yansıdığını birlikte inceleyelim.

İsmek ve Kültürel Erişilebilirlik: Bir Halk Üniversitesi Deneyimi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İsmek, yıllardır kültürel sanat kurslarını toplumun her kesimine ulaştıran bir eğitim platformu. El sanatlarından dil kurslarına kadar geniş bir yelpazede eğitim verirken, müzik branşları da ciddi bir yer tutar. Bu kursların en önemli yanı, kültürel mirası canlı tutması ve her sosyoekonomik gruptan insanı aynı çatı altında buluşturmasıdır.

Darbuka kursu, bu çerçevede sadece bir “enstrüman eğitimi” değil, Anadolu’nun, Arap dünyasının ve Akdeniz kültürünün ortak nabzını hissedebileceğimiz bir alan. Ritmin öğretildiği bu ortamda, katılımcılar yalnızca teknik değil, kültürel bir aktarımın da parçası olurlar.

Darbukanın Kökeni: Ritmin Evrensel Dili

Darbuka, Mısır ve Mezopotamya kökenli bir vurmalı çalgıdır. Binlerce yıldır Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Balkan coğrafyasında halk müziğinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Arapça “derbake” ya da “doumbek” olarak bilinen bu enstrüman, her kültürde farklı biçimlerde yeniden yorumlanmıştır.

- Mısır’da darbuka, oryantal danslarla bütünleşerek bir ifade aracına dönüşmüştür.

- Türkiye’de Roman müziğinden halk oyunlarına kadar pek çok gelenekte kullanılır.

- Yunanistan’da darbukanın yerel versiyonu “toubeleki”, taverna müziklerinde görülür.

- Balkanlar’da göç ve karışan kültürler sayesinde ritim desenleri çeşitlenmiştir.

Bu çeşitlilik, İsmek gibi kurumların neden bu kurslara önem verdiğini açıklar: Müzik, yerel kimliği korurken aynı zamanda kültürel diyalogun kapısını da aralar.

Küresel Perspektif: Ritim ve Kimlik

Darbuka yalnızca bir çalgı değil, aynı zamanda kimliğin dışavurumudur. Batı’da “world music” akımıyla birlikte darbuka, etnik müzik festivallerinde ve caz füzyon projelerinde yer bulmuştur. Bu süreç, Batılı müzisyenlerin Doğu’nun ritimlerine olan merakını artırırken, bazı kültürel öğelerin ticarileşmesi riskini de beraberinde getirmiştir.

Burada kritik soru şu: Bir kültürün sesini paylaşmak mı, yoksa sahiplenmek mi etik?

İşte İsmek gibi yerel kurumlar bu noktada önemli bir denge sağlar. Çünkü darbuka kursu, müziği “öğrenilecek bir teknik” olmaktan çıkarır; “paylaşılacak bir miras” hâline getirir.

Toplumsal Cinsiyet Perspektifi: Erkeklerin Ritimde Gücü, Kadınların Ritme Ruh Katışı

Darbuka geleneği uzun süre erkek icracıların egemenliğinde olmuş, özellikle sokak eğlencelerinde ve düğünlerde erkeklerin ritmik performansları öne çıkmıştır. Ancak son 20 yılda, kadın perküsyon sanatçılarının yükselişi bu tabloyu değiştirmiştir.

Kadınlar genellikle darbukayı sadece müzik yapmak için değil, topluluk kurmak ve ifade özgürlüğü için bir araç olarak görür. Japonya’daki “taiko” davulcu kadın grupları ya da Lübnan’daki “BellyRock Sisters” topluluğu gibi örnekler, kadınların ritimle güçlenmesinin evrensel bir olgu olduğunu gösterir.

Erkek icracılar çoğu zaman bireysel ustalık, teknik mükemmellik ve sahne gücüyle öne çıkarken; kadın icracılar müziğin duygusal ve sosyal boyutunu vurgular. Bu farklı yaklaşımlar çatışmak yerine birbirini tamamladığında, kültür zenginleşir.

İsmek’te Darbuka Kursu Deneyimi: Paylaşım, Dayanışma ve Ritim</color]

İsmek’in müzik branşları içinde darbuka kursu belirli dönemlerde açılmaktadır. Kontenjanlar ve merkezler yıllara göre değişse de, bu kurslar genellikle Bağcılar, Ümraniye, Fatih ve Kadıköy merkezlerinde yürütülür. Eğitim içeriği; temel ritim kalıpları, el teknikleri, düm–tek çalışmaları ve grup icrası üzerine kuruludur.

Katılımcılar yalnızca çalmakla kalmaz; Anadolu’dan Arap yarımadasına uzanan bir ritim atlasını birlikte keşfederler.

İsmek’in bu modeli, UNESCO’nun “somut olmayan kültürel miras” tanımına da uygundur: Yani bilgi, beceri ve geleneğin kuşaktan kuşağa aktarımı. Bu aktarımın merkezinde insanlar vardır, belgeler değil.

Kültürlerarası Diyalog: Ritimde Ortak Zemin

Afrika köylerinde sabah ritüellerinde, Hindistan’da tabla derslerinde ya da Türkiye’deki darbuka atölyelerinde hissedilen şey ortaktır: insanın kalp atışıyla doğrudan iletişim.

Bu nedenle darbuka, kültürel farklılıkların ötesinde evrensel bir dilin aracıdır.

Modern toplumlarda bireyler arasındaki mesafe artarken, müzik insanları birleştiren az sayıdaki alanlardan biri olarak kalıyor. İsmek’te bir darbuka kursuna katılan herkes, sadece bir enstrüman değil, bir topluluk bulur.

Sonuç: Ritimle Kendini Bulmak

İsmek’te darbuka kursu sorusu, aslında “Biz hangi ritimle var oluyoruz?” sorusuna dönüşüyor. Küreselleşmenin hızla homojenleştirdiği dünyada, yerel ritimleri öğrenmek bir direniş biçimidir. Bu kurs, hem bireyin kendini ifade etmesi hem de kültürel kimliğin korunması açısından anlam taşır.

Belki de hepimiz kendi içimizde bir darbuka taşıyoruz — kimimiz tekniğinde ustalaşmak, kimimizse ritmini paylaşmak istiyor.

Peki, siz hangi ritmin peşindesiniz?

Kaynaklar:

- UNESCO Intangible Cultural Heritage Reports (2022)

- Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, Halk Müziği Arşivi

- Oxford Ethnomusicology Review, “Gender and Rhythm in Middle Eastern Percussion” (2021)

- İsmek Resmî Sitesi (ismek.istanbul) – Müzik Branşları ve Eğitim Programları