Fareler yaşamları boyunca diş çıkarırlar. Araştırmaları insan kemiklerinin iyileşmesine yardımcı olacak

DünyaBot

Member
Křivánek, üç yıl önce hücresel düzeyde birçok açıdan birbirine benzeyen fare ve insan dişlerini inceleyerek yeni keşiflere doğru ilk adımları attı. Křivánek, “Onları inceleyerek organ ve doku yenilenmesinin genel prensiplerini anlamaya çalışıyoruz” diye açıklıyor.


Ön kesici dişleri yaşamları boyunca büyüyen kemirgenlere hayran kalmıştı. Zaten neden insanlarda büyümediklerini açıklıyor.


“Çünkü farelerin buna ihtiyacı var ama bizim yok. Son derece değişken bir organdır. Dişlerimizi, dişlerimizi ve daha birçoklarını düşündüğünüzde bunların her zaman kullanımlarına göre bir işlevi vardır. Örneğin fillerin hakimiyetlerini göstermek için devasa dişleri vardır. Farenin evrimsel bir avantajı vardır, her şeyi ısırabilir ve dişinin bir parçası kırılırsa yeniden büyüyecektir” diye açıklıyor Křivánek, farelerin yeni parçaları yiyecekleriyle birlikte öğüttüğünü de ekliyor.


Evrim onlara sorunsuz dişler sağlarken, insanlar kayıplarla uğraşmaktadır. “Bunu yirmilik dişlerde görebilirsiniz, yavaş yavaş yok oluyorlar. Birkaç nesil sonra artık onlardan haberimiz olmayacak çünkü yeterince ısırmıyoruz” diye ekliyor bilim insanı.


Brno’lu bilim adamlarının yeni yöntemi boyalar temelinde çalışıyor. Fen Fakültesi’nden meslektaşlarıyla yapılan iş birliği sayesinde, bunu çeşitli hayvan türleri üzerinde de test ettiler ve evrensel olarak kullanılabileceğini doğruladılar.


Kazanılan bilgi, örneğin bir kişinin birden fazla nesil diş çıkardığı bir hastalıkta, yani aynı dişin birden fazla kez düşmesi durumunda yardımcı olabilir. Křivánek, “Yeni yöntem sayesinde gözlemlediğimiz farelerde diş büyümesinin gelişimi, insanlarla son derece benzer; yalnızca kemirgenlerde bu süreç durmuyor, bizde ise bir noktada duruyor” diyor.


Modern yöntem aynı zamanda yara iyileşmesinde yeni yaklaşımların (örneğin kemiklerle) test edilmesine de yardımcı olabilir. “Bilim insanları artık yaralanmanın dinamiklerini, yani iyileşmenin beşinci gününde nasıl göründüğünü ve on dördüncü günde tekrar nasıl göründüğünü bulabilirler. Ve bu çok büyük bir avantaj, çünkü süreci görebiliyoruz, oysa önceden sadece başlangıcı ve sonu gözlemlemek mümkündü.” diye vurguluyor bilim insanı.